Topraklarımızda bir ‘iç’ savaş sürüyor. Hali hazırda süren diğer iç savaşları dikine ve bazen de yatay biçimde kesen bir savaş alanı halinde hayat… Hayatta karşılık bulan mücadele iktidarla münakaşa halindeki kesimleri de içine alan bir su terazidir. O terazide bulunan hemzeminlik, hayatın içinde aranan hayatı da bize verecektir.
Hayat içinde bir savaşın enerjisiyle birikiyor. Özgürlük denenmemiş bir hayat olarak duruyor savaşın orta yerinde.
Sömürgecilik geçmişin köle zincirlerini bugünün metropol insanına sıkıca dolarken, yeni bir sömürge olarak ‘insan’dan söz etmenin vakitlerindeyiz.
Dünyanın kapitalist aklı sömürgelerinden çekilip yeni bir bağımlı ilişkiyi kurarken, insanı sömürge haline getirecek bağımlılığı da bulmuştu. Bu bağımlılık tahakkümdür.
‘İnsan insanın sömürgesidir’ hizasına bu yoldan yürüdük. Tahakkümün ona maruz kalanlarca yayıldığı asrın sömürgeciliği derinleşti, insanlaştı. Hiçleştirdi.
Şimdi insanlığın Fanon kuşağı açmış tarihi ve coğrafi atlasları vuruyor kalbine canavarın.
Hayatın direnişi burada başlıyor işte. Bedenin, hünerin, emeğin ve duygunun sömürgecinin tırnak aralarında kasıldığı anda…
İktidar katliam kesitlerine yerleştirdiği bedensel taarruzlarla Roboski’de ‘kürtaj’, Reyhanlı’da ‘alkol’, Gezi’de ‘evler’ başlıklarını açarak, hem kitle kurgusuna söylem taşıyor. Gezi’nin açtığı büyük Anti Faşist parantezin vuruş gücünü atlatmak için kendi ‘muhafazakâr’ kodlarına sarılıyor.
İktidarın öğrenci evlerine karşı duyduğu öfke bir aşağılık kompleksinin de dışa vurumudur. Orada görülen gizem bir çağın oryantalist bakışını da yeniden üretiyor. Sömürgeci, öğrenci evine ‘arzu’ duyuyor. Öfkeli arzuyla onu dağıtmak, onu muhafazakârlıkla yarmak istiyor.
Sömürgeci iktidarların ‘dayanışma’ biçimlerinde gördükleri tehlike de buradadır. Öğrenci evi bir dayanışma biçimidir. Bir okuldur.
On yıllar boyunca baskıcı eğitim sistemleri, asimilasyon, cinsel ve sosyal ehlileştirme politikalarına rağmen bu topraklarda özgürlük mücadelesinin kök bulabilmesi öğrenci evlerinin toprağına borçludur.
Dinsel baskıcılığın, milliyetçi histerinin kırıldığı yerler yine öğrenci evleridir. Ekmeğin, kitabın ve öykünün değiş tokuş edildiği bu evlerin mayaladığı şeydir isyan… Yaşamında ilk kez Kürtleri bu evlerde gören genç kadınların, Alevilerin Hızır’ın burada duyan Kürt’ün, Türkmen türküsüyle, Nusayri ezgisinin birbirine dokunduğu yer burasıdır. Öğrenci evleri Anti Faşist odaklardır.
Bu evlerin poetikası ve politikası dayanışmayla güçlenir, Paylaşım, ortak iş yapma, hüznün ve kederin ortaklaşalığı yine bu evlerde karşılık bulur. Aşk burada, dostluk burada ve yoldaşlık da…
Birer dayanışma odağı olan bu evlerin küçük ekonomileri sömürgeciliğe direniş için insanı güçlendirir. İnsanın güçlenmesi ise sömürgeciliği dağıtır, sömürgeci politikayı yarar.
İktidarın bu düzeyde bir biçimde saldırması iyidir.
Bu saldırının kadın bedeninden sekip yine kadının evine girmesi ise başlı başına özel bir alandır. Bu hayatın direndiği büyük barikattır. Kadın bedeninde kurulan barikat tüm sömürgeci ilişkilere direnişin vuruş gücünü oluşturmaktadır.
İktidarın bu düzeyde bir biçimde saldırması iyidir.
Bu saldırının aileleri kesecek biçimde derinleşmesiyle toplumsalın içine saklanan paralel iktidarları da açığa vurur. İktidarın söylemi sadece Adalet ve Kalkınma Partili ailelere değil; Sol, Sosyalist, Alevi, Kürt Yurtseveri ailelere de dolaysız imalar yollamaktadır. Bu yanıyla kadın bedeni üzerinden kutsal aileye yönelik amansız eleştiri de karşılık bulur. Direnişin açtığı parantez kutsal ailemizi de iç savaşın içinde temize çekecek olanakları verecektir bize.
İktidarın bu düzeyde bir biçimde saldırması iyidir.
Bu saldırı topraklarımızın Anti Faşist mecrasının da başlıklarını açmıştır. Faşizmin karşılık bulduğu tüm tahakküm ilişkilerinin; kadında erkeğin, heteroseksüelde LGBTİ’nin, Türk’te Ermeni’nin, Sunni’de Alevi’nin… Şey’de şey’in! Anti Faşizm bu yanıyla direnişin yeni başlığı ve dayanışma ile güçlenecek ana hattıdır.
Canavarın sömürgesi olmaya, canavarın uzantısı olanın tahakküm nesnesi olmaya ‘hayır’ demek ise burada başlar. İktidarın uyguladığı otoritenin bıraktığı sızıyı dayanışma siler, direniş onarır, mücadele sızısızlaştırır.
Öğrenci evleri iktidarın korkusudur. Saldırısı korkusunun, o evlerde kök bulan yeni hayata dair duyduğu endişenin açık ifadesidir.
Aşktan korkan iktidarı aşk alaşağı edecektir. Aşk, ahir zamanın yeni sözleşmesidir.
Hayatın direnişi sürüyor.
http://fraksiyon.org/somurgecinin-ogrenci-evlerinde-gordugu-yeni-hayat/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder